Kısa Biyografi
YASEMİN HEP GÜLER - GÖRÜNTÜ BİRLEŞTİRME UZMANI
- Lisans: Sabancı Üniversitesi - Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, 2006
1. Şu anki işin tam olarak neyi kapsıyor, bir günün nasıl geçiyor?
Şu anda yüksek bütçeli ve bol görsel efektli bir filmin yapım sonrası aşamasında, DNEG adlı şirketin Vancouver şubesinde, Görsel Efektler Kıdemli Görüntü Birleştirme Uzmanı olarak çalışıyorum. Günlerim genelde yoğun geçiyor. Covid’den bu yana yaklaşık beş senedir evden çalışıyorum. Her sabah çevrim içi toplantı yapıyoruz; günün planı belli oluyor. Hepimizin üzerinde çalıştığı sahneler var, onlar hakkında konuşuyoruz ve süpervizör yaptığımız işlere yorum yapıyor. Daha sonra bu yorumlara göre sahneleri geliştirmeye devam ediyoruz. Gün içinde en az bir kez ilerlememizi sunuyoruz, tekrar yorum alıyoruz. İş onaylanırsa müşteriye gönderiliyor.
2. Sabancı Üniversitesi’ndeki Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (VAVCD) eğitimin iş hayatına geçişinde sana en çok ne katkı sağladı?
Mezun olduktan sonra İstanbul’da bir multimedya şirketinde bir yıl grafik tasarımcı olarak çalıştım. Aslında ilk planım Hollanda’da görsel iletişim üzerine yüksek lisans yapmaktı ama kabul edilmedim. O dönemde şunu fark ettim: statik grafiklerden çok hareketli görüntüler, yani sinema beni çekiyor. Sabancı’daki yıllarım bu ilgimi çok besledi. Kütüphaneden inanılmaz filmler izledim; çok bilgili bir kütüphane görevlisi vardı, bana hep güzel önerilerde bulunurdu — maalesef ismini hatırlayamıyorum. O öneriler, aldığım dersler, hocalarımın yönlendirmeleri derken sinema sevgim iyice büyüdü.
Ayrıca Bilgisayar Kulübü’nün öğrencilerin kendi filmlerini ve müziklerini paylaştığı bir sistemi vardı (o zamanlar için çok yenilikçiydi, çevrim içi film/dizi platformları henüz yoktu). Oradan da sinema kültürüm oldukça gelişti. Sabancı’dan iki yakın arkadaşımla birlikte San Francisco’daki Sanat Akademisi Üniversitesi’nden kabul aldık. Ben de işten ayrılıp Amerika’ya, Görsel Efektler üzerine yüksek lisans yapmaya gittim.
Okulda en çok görüntü birleştirme (compositing) alanını sevdiğimi ve bu konuda yetenekli olduğumu fark ettim. Sabancı’da öğrendiğim görsel dil ve uygulamalar bu kararımda büyük etkili oldu. Sanat Akademisi’nden mezun olduktan sonra da görsel efektlerde görüntü birleştirme uzmanı olarak çalışma hayatına başladım. Amerika ve İngiltere’de uzun yıllar çalıştım, son 8 yıldır Kanada’da yaşıyorum.
3. Sabancı Üniversitesi’nde aldığın araştırma/yaratıcı üretim deneyimi, şu anki pozisyonuna nasıl yansıdı?
Aslında Sabancı Üniversitesi’ne Sosyal ve Siyasal Bilimler okumak için gelmiştim. Lisede bölümüm Türkçe-Matematikti, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (VAVCD) hakkında en ufak fikrim yoktu. Ailemle birlikte uluslararası ilişkilerin bana uygun olduğuna karar vermiştik :) Fakat hazırlık okurken VAVCD dersleri ilgimi çekti ve bu bölüme geçmeye karar verdim.
Liseyi bitirince ne yapmak istediğini tam olarak göremeyenler için bölüm değiştirmenin kolay olması çok büyük bir ayrıcalık. VAVCD okumayı düşünen ama kararsız olan bir öğrenciye tavsiyem VA 201 ve VA 203 derslerini alması. Dersler sırasında anlıyorsunuz zaten VAVCD okumak isteyip istemediğinizi :)
Sabancı Üniversitesi bana takım çalışmasını, gönüllü olmayı, yaratıcı düşünmeyi ve disiplini öğretti; aynı zamanda kültür ve sanat alanında kendimi beslememi sağladı. Erdağ Aksel bize, okulun duvarlarının yastık olduğunu, istediğimiz kadar düşüp kalkabileceğimizi söylemişti. Sabancı bana konforlu bir özgürlük sağladı.
4. VAVCD’de favori dersin neydi ve neden?
VAVCD’de çok sevdiğim dersler vardı, hocalar gerçekten çok iyiydi. İlk aklıma gelenler: Elif Ayiter, Erdağ Aksel, Murat Germen, Alex Wong ve Wieslaw Zaremba’nın dersleri oldu. Hepsinin karakteri, tecrübesi ve eğitim tarzı farklıydı. Bu çeşitlilik beni hayata çok güzel hazırladı. Ayrıca sınıf arkadaşlarım ve genel olarak VAVCD’deki herkes harikaydı; birbirimizden çok şey öğrendik.
5. Şu an lisans eğitiminde olan öğrencilere ne tavsiye edersin?
2006 yılında mezun oldum. O dönemde Türkiye’de VAVCD gibi bölümler çok az üniversitede vardı ve dünya çapında sinema piyasasına Hollywood hâkimdi. Bugün ise dengeler değişti. Teknolojinin gelişmesi ve ucuzlamasıyla eğitim ve çalışma sistemleri farklılaştı, Hollywood artık eskisi kadar güçlü değil.
Birçok ülke, Türkiye dahil, kendi sinemasını geliştirdi; Hindistan ve Çin film pazarlarının kalitesi ve etkisi çok arttı. Politik ve ekonomik nedenlerle günümüzde Amerika’da yabancı olarak yüksek lisans yapmak veya çalışmak çok daha zor. Üstelik yapay zekânın hayatımıza girmesiyle bu dengeler değişmeye devam edecek.
O yüzden öğrencilere tavsiyem şu: Geçmiş yöntemlere sıkışıp kalmayın. Bakış açınızı geniş tutun, değişime açık olun, meraklı olun, hem yaptığınız işe hem de insanlara saygınızı kaybetmeyin.